Kollarını kaldırıp yüreğinle de tamam buraya kadarmış diyerek şarkılara teslim olmak tam da şarkılar doğrultmuşken namlularını senden tarafa sana. Tutulamayan ele avuca gelmeyen gelip uçup giden çiçek yaprağı gibi rüzgara gönül vermişliği ile çekip giden sevgilerin fısıltılarını duyuverirsin şarkılar senin gibi değil sen şarkının şarkıların eline düşmüşlüğünde var olmanın olamamanın […]
Hayata gelirken bir dolu bilmeden genlerimizde olmadan geliriz. Bir dolu şey sonradan var olur bizde alışkanlık hep bizle sanki doğuştan bizimmiş bizleymiş gibi düşünürüz davranırız. Hayatın çoğu bizim olmuş şeylerdir. Şimdi fotoğraf çekme kendi fotoğrafını çekme çıktı da. Kızlar aynaya bakmayı ilk saçları tarandığında saçınız tarandığında saçlarını taradıklarında erkekler neredeyse […]
Gecenin bir yarısı televizyonun sesini iyice kısıp Amerika open tenis turnuvasının kadınlar finalini seyrediyorum. Pek güzel şeyler olmuyor! Serena eskiden de öyleydi şimdi bu gece daha göze batırarak kazanmaya çalışıyor yamrı yumru dayanaksız gerekçelerle saldırıyor, etrafa hakemlere arkasında neden orada oldukları bence meçhul bir dolu yandaş. Her neyse bence […]
Komşulardan biri bir dolap koymuş dışarı yeni gibi yer olsa al kullan adamın biri bir adam sadece iki dolap kolu küçücük onlar için parçaladı dolabı kırdı parçaladı kolları koydu cebine madeni altın olsa bir şey etmez koydu cebine kırdığı döktüğü toplamak için zaman zamanlar ister biliyorsunuzdur görmüşünüzdür. Bunca gürültünün sesin […]
Bir müzik parçasına tutunup bir çocuk eli gibi yağmurdan küçük parmağınıza yapışmış çekiştirerek tutsana emrine itaatsizlik otoriteye isyan yine de tutarmış gibilikte suç ortağı yapıp seni parmak sahibini sahibiyle tutarmışlıkta aynı yöne aynı yere sadece gidilen çocuk elinin istediği yere gibi olmak gibi yaparak gitmek. Bir müzik parçasıyla notaların sırasına […]