Öyle büyük şeylere şahit olmamıştı. Önemsiz şeylerdi yaşadığı başkaları için. Açan çiçekleri özellikle beklemediği yerlerde, gülen gülümseyen insanlar tanımadığı değmediği, dokunmadığı, işi alışverişi olmadığı, başkalarının sırf onun için olmasa da o kendine göre anlasın diye yazdığı hikayeler, romanlar. Kaybettiği hep aradığı artık bu dünyada olmayanlar hepsine önemsiz bir ona, o […]
Raskolnikov’un seçtiklerinin Sibirya’nın yoğun ve soğuk kışını sevmesiyle bir ilgisi yoktu. Sonuç her ne kadar orayı gösterse de Sibirya için parmağını bile kıpırdatmazdı. Butch Cassidy ve Sundence Kid’de kapıdan çıkışta sen sağa ben sola sadece birkaç kişi diye fırlıyorlardı karşılarında yüzlerce mitralyözle sıralanmış orduya değildi çıkışları. Şeytanın hergün kulağına fısıldadıklarını […]
Bunu hep yapıyor. Çok terliyor. Masanın karşısına geçiyor sıcaktan yakınıyor, yine terliyor. Sakinleşip biraz durulana kadar söyleniyor. Binlerce soru soruyor. Kendi cevaplıyor, sormadan anlatıyor, anlatmadan soruyor. “İlk çiçek açtığında ne oldu? Niye açtı? Kimle tozlaşacaktı?” Terlemeyi karşısında ki ile ortak etme çabası mı? “İlk arı tek bir petek mi yapmıştır? […]
Yine gözlerini açtı. Karanlık. Bu gece de olmadı. Bir derin uyku. Nerede? “Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.” Gözleri kapanıyor, ama bir yerde bir yerlerde bir düşme yanığı neresi desen şurası olmaz ya bir yanık. “Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin.” Önce sola dönüp uyumayı […]
“Çocukluğunu cebine sıkıştırıp kaç buralardan, çünkü sadece senin olan tek şeydir o.” Yerde çırılçıplak yatan, artık bu dünyada kendince yapacağı bir şeyi kalmamış, kalmadığına karar vermiş, verdiği kararı uygulamış bir çok güzel kadının elinde sıkıca tutulan bir kağıtta yazıyordu. Kadının babası kızının bir gün hayattan yorulacağını kaçacağını anlamış mıydı o […]





