Rivayettir. Aslı yoktur, çoktur duyduğum bir hikaye. 12 Eylül biraz öncesi, biraz sonrası tam o sıralar. Her yer karışık, üniversitelerde. Paşalar bazı öğreti üyelerini, hocaları, yani Profesörleri Doçentleri davet ederler çağırırlar. Neden oluyor? Soru bu. Merak deyiverin. Sorarlar. “Hocam bizimde Üniversitemiz var.Harp okulu. Bizim üniversitemizde hiç olay olmuyor buradakiler de […]
Bir hayal ürünü durum daha. Çok yoruyor olsa da hayal. Bir kız bir erkek çocuk bir aile arıyorlar kendilerine aileleri o ana kadar hiç olmamış. Hayat o ana dek olmamış, başlamamış hayal. Cam bölmeler arkasından seçmek için vitrinlere bakıp dolaşıyorlar bir aile seçmek için. Anne babalar çeşitli ortamlar çeşitli dialoglar […]
Birden uluorta Avrupa maçlarında çok olurdu. Sahaya dalar birileri görevliler polisler peşine maçta çok futbolcunun koşmadığı kadar çok koşar yakalarlardı öyle yazıya orta yerden cumburlop yine. Bir şey okuyorum, çok şey diyelim bir an orada kendinden ağır demiri olan bir tekne gibi takılıp bir yerde kalıyorum. Etrafında fır dolayı dönüyorum. […]
İyi masallar anlatmıyorum epeydir böyle. İyi bile olsa bir kekeleme bir iç çekiş falan tadı kaçık. İyi şeyler de duymuyorsunuz benden de başka yerler oralar daha kötü bile. İstemiyorsunuz belki iyi şeyle duymayı duysanız bile yalan öyle bir durum. Hayatında iyi bir masalı olmalı olmuyor yok olmadı hep. Masal bu […]
Hemingway söyler. “Gençken Paris’le tanıştıysan yaşadıysan Paris ölene kadar hep sizle kalır”. Öyleydi. Sadece Paris değil. Gençken yaşanan ölene kadar sizle kalıyor olmalı. Başlarken gençken cebinizde az veda varken biriktirmeye bile niyetiniz yokken sonra vedaları biriktirir olur her yere sokuştururcasına doldurursunuz. Hemingway gitmeden az önce böyle bir dolmuşluğun, ağırlığın farkına […]