Taksim Gezi Park direnişi her yönüyle farklı her yönüyle bireysel her yönüyle hesaplanamaz bir eylem oldu.
Spinleri aynı yönde olmayan, kütleleri aynı olmayan, birleştiklerinde aynı parçacıkları oluşturmayan, bölündüklerinde aynı parçacık izlerini vermeyen bir oluşum.
Yönetilmeye çalışıldığında tavrını değiştiren (Kuantum gözlemleme problemi) ona da direnen. Kızılay’ı kapattığınız da Etlik’de, Dikmen’de, Keçiören’de. Tunalı’yı kapattığınız da Eryaman’da Tuzluçayır’da aynı görüntüyü veren. Taksim’i kapattığınızda Beşiktaş’da Ümraniye’de Kadıköy’de Beylikdüzü’nde aynı ışıltıyı aldığınız.
Eski dedektörlerinizle (polis, jandarma, savcılık) ölçüp yönetmeye kalktığınızda yönetilmeye ölçülmeye karı koyan bir büyük kütle.
Ve bunların en başında Newton. (Kim olduğunu siz biliyorsunuz)
Kuantum fiziğini bilmeyen anlamayanlar için bu bölüm ne kadar bilinmezlikle dolu ise eski mağdur mazlum rolündeki siyasetlerinde bunu anlaması o kadar zor.
Hareketlere karşı çıkınca DURAN. Karşısında durunca GÜLÜMSEYEN. Gaz sıkınca göğsünü açıp BEKLEYEN. Su sıkınca ellerini açıp ıslanmayı göze ALAN.
Harekete ne ile mücadele edebileceğini bilebilmesi imkansız.
Gelin müzakere edelim deyip de müzakere edelim talebi kabul edilince oturup bir monolog sürdürmeye çalışanların bu olayları anlaması imkansız.
Anladığınız gibi bu konuda yazılmış bütün kitaplar çöpe gidiyor. Gitti bile.
AVM, Bilmem ne port, bütün oraları diye anlatılan rant kapıları bazı yandaş şirketlerin de boykot edilmesi ile kapanıyor artık. Sadece inanç sömürüsü ile kazanılan bütün paraların kaynakları çok yakında bu kütlelerin kendi paralarını bilinçli kullanmasıyla yani kendi enerjisini kendi tasarrufu ile kullanmasıyla bitecek bu da kuantum fiziğini anlayabilecek ona ilgi duyan anlayışla yönetim şansını çoğaltacaktır.
Bence titreşimlerinize sahip çıkın.
Olasılıklar doğru hesaplandığında %50 olmadığı görülecektir.