Bu an bu akşam bugün seni konuşmak senden bahsetmek içimden geçen yüreğimden gelen. Seni seninle bile hatırlarsan epeydir. Hatırlarsan yüreğimi duyacak kadar seni kucaklamadığımı yoksun ya sırf o değil olsan da.
Dokununca gözler bir kedi mırmırı bildiğin gibi değil dokununca gözlere bir başka gözlere başka türlü bakıldığını anlar anlardı geçmiş zaman.
Limanda gemilerin olduğu şehirlerin hikayesi olurdu duyardım aynı şehirlerin hikayesi gibi bazen rüzgar anlatırdı. Bazı bir koku gözlerde bakışların birden kaçışı anlardım anlatırdı duyardım için ürperirdi eğerdin gözlerini başını eğerdim. Kalkıp giderdin yakalandığını anlayınca hissedince.
Öldüğünü her şeyin bittiğini sağken daha ölmemişken çoktan gömülen anlar zamanlar da ilişkilerin ilişkinin. Kıpkırmızı kızıl kıpkızıl gökyüzü güneş batarken. Sisten pustan zerreden kızıllığı.
O sevdiğin şarkılardan koparmadan tam da aynı mırıltıyla aynı fısıltıyla. Kulağa öyle güzel gelir ki geliyor.
Bir koku çok uzaklardan sana ait gibisinden aynı seni hatırlatan.
Hikayelerin orta yerinden çıkıp geliveriyor.Hep öyle olmaz ya oluyor işte. Sade içine bir şey katılmamışcasına.
Rüzgarda öyle getirip duruyor.