Bakmayın saçın süpürge edilmesi, yerlere serilip kırmızı halı olunması. Bunlar hayatın çok da içinden gelen şeyler değil. Hayat bunları söylemiyor yap hiç demiyor.
Birden sinirlendiniz.
Sizde haklısınız. Hayat size o kadar şey teklif ediyor ki ahlaksız kötü acımasız tam da hayatın tamda istediği şeyler hani şeytan desek hayatla aynı şeyleri mi fısıldıyor gibi.
Hayat biraz pek de geveze kötü biraz ne bileyim hani değil mi?
İşte tam burada şu bütün neredeyse her yaşayan da özellikle balıktan başlayıp kafanın içinde olan bizim başka türlü kullanma ile onlardan ayrıldığımız organ devreye giriyor.
Örneğin bitkiler şekeri hayvanları mutlu olmaları için üretirler. Onca meyve kendileri biraz naz yapıp diken filan olsun yine de hadi dutlar olmuş duta dalalım gitti bütün meyveler sallarken dallar bile gitti. Değil bitkiler de şekeri kendileri için mitokondirea denilen fırınlarda yakıp bitki maddesi yapmak için kullanırlar. Şekeri güneş enerjisi ile yaparlar. Biraz fazlası hem hırsızlar artık alışkanlık olmuş araklıyorlar ne yapsın hem ya güneş bu sene az olur da turizm patlamazsa hep patlardı ya misali bir korkudan biraz fazlası birazdan çok fazlası peşine düşüp yakalayamam kafası.
İnsanın tatmin edilecek başa kalkma duygusu. Şaka o da var olsa da az.
İnsanı insan eden değerler birlikte karınca benzeri ama ondan farklı beraber birlikte ortak değil o da başka birlikte yaşama içine bilinç ahlak kötülükle mücadele karşı çıkma gibi duygularla yoğurulmuş bir hamur bir pişmişlik.
Kötüler niye var neden hep e yakın kazanıyorlar?
Hayatın bütün tuğlaları onlar için onlar örsün diye kötülük duvarlarını. Bu işin direneni karşı çıkanı insan oğlu.
Dan dan dan çekilin yoldan kötüler geliyor. Alkışşş. Kötülük insanlığı yenecek. Gürültüsü de hep ondan.
