Benim şuyum var, benim buyum var dediğiniz şeyin ne kadar sizin olduğunu biliyor musunuz? Geceleriniz hep sizin mi? Anahtarını elinize alıp sallayabiliyor musunuz? Verebiliyor musunuz arkadaşınıza bu sefer sen kullan ben alkollüyüm ilerde çevirme var diye? Ya da üfle bakalım sen alkollüsün sana bir taksi çağıralım bu geceyi sen kullanamazsın diyorlar mı? Memleketten göndermişler ama tatil elime geçmedi, gelene kadar birkaç gece verebilir misin? Gelince hemen geri veririm. Hani istersen yabancı değere mesela dolarlı gecelere indeksleyelim bir zararın olmasın. Senin olmadığı buradan belli değil mi? Senin olsa olduğunu bilseler üstünde ki kazağı istedikleri gibi istemezler mi? Bir giyeyim ulan ne olur? Malın ne de kıymetli? Yedik mi? Hiç dediler mi?
Gecelerin senin olmadığını onlarda biliyor olmalı. Eminler.
Gözleriniz kan çanağı. Belli kötü geçmiş. Yine kaptırıvermişiniz, takılmışsınız bir oltaya takılı izmarit gibi fark edilmemişsiniz olta sahibi lafa dalmış hani kalkıp kovaya bile gidememiş oralarda dolaşıp durmuşsun. Oltanın ucunda biraz hüzün yem niyetine.Etrafta biraz sonra kovada “ Hayrola, dalga geçiyordun az önce” diye soracaklarının kahkahası cabası. Geceleri hep uykuya bir geçsem havasında bitirmedin mi?
Yatağa o yüzden gidemiyorsun, bir masanın ucunda geceleri bitirmek daha işine geliyor. Sigara dumanı, söndürülmüş ışık, bir müzik hafif kimseyi ortak etmeyen bir ışık gün kapı da.
Gecelerini çocukluğun tam dibinde, hani artık bir şey kalmayıp tam biterken, gençliği tatmaya niyetlenip kaşığı doldurmuşken o anda nasıl çaldırmıştın? Hani hissettirmeden gözünün içine bakarak nasıl araklayıvermişti. Binlerce “Günaydın “ hani gece bitti müjdesi.
