Yemyeşil bir dünyanın ortasında köyü olmayan mezarlıklar olur mezarlığın yakınında köy gözükmez onlardan biri sanki. Diğer bütün taşlardan ayrı taş yazısız burada biri sadece biri yatıyor eskiden de biriydi zaten eski. Taşın üstünde bir yusufçuk.
Epeydir ziyarete gelen bir tek o. Bir de ara sıra geçen börtü böcek. Bitenler çok güzel günlerdi bitti. İstanbul da yaşarken görmüştü semt arası mezarlıklar başka kentlerde de görmüşlüğü vardı İstanbul dakiler göze batardı gözden saklanırken bunlar biz buradayız.
Yusufcuk ziyarete gelmiş. Eski yalnızlığına yine yalnız yusufçuğu saymazsan.
Geceler soğuk. Soğuktan titrer mi? Titrerdi yatağın içinde. Üşürdü içi üşür titrerdi içi. Sıcağı sevmez denemezdi. Sıcak. Yusufcuk geldi sıcacık bir ziyaret. Başka bir yerden birilerinden kim bilir neyi anlatmaya neyi anlatıyor kim bilir?.
Masanın başına oturup altlık derdi altlığa daha dokunmadan yudumu alınca. Bir başka olur neşesi yükselir dünyayı iplemez olurdu. İplese ne olacak şimdiler de iplemezliği yusufçuğa anlatıyor olmalı.
Taşının kıyısında bir çiçek adı sanı yok çiçeğin biri yusufçuğun biri biri. Bir neşe. Dağlar ağaçlar otlar kuşlar börtü böcek hepsi bir şarkıya takılı kalmış rüzgar söylüyor şimdi o şarkıyı.