Çocuklar oyun oynamak için sokağa kaçarlar. Önce izin isterler, verilmez kaçarlar. Büyümek ve ölmek için izin istemezler giderler öylesine büyüdüklerini, öldüklerini hep başkalarından duyarsın. Çocukların oyunlarında kavgalarını bağırtılarını duyarsın sokak duyar şehir duyar. Büyüdüklerini, öldüklerini kimse duymaz. Şehir, sokak bir sessizleşir, bir boynu büküler gözler birbirlerini ağlatmamak için bakmazlar kaçarlar dudaklar konuşmaz olur bir kıpırtı her ne dediyse sessiz. Çocuk büyümüş hem de daha kısa pantolonlu ölmüş hem de kısa pantolonlu.
İçinde çocuk kalmış. Çirkin dizi yaralı, yağlı ekmeğe aç kalmış nefretlerin hepsini yüklenmiş.
Bir buz kırığı çırpıntıda öyle sessiz gidenin büyümeye gidenin dönmeyecek çocuğun dönse bile çocuk olmayacağı.
Bir yerlerde kaybolmuşların. Lorca misali bilinmeyen yerlerde hep nefes alıyordur dileği ölmeyi bile çabucak büyüklerden daha iyi daha bilerek.
Bu gemi batacak.
Batmaz giden gemiler dönmez o kadar, gitti dönmedi olur. Ertelenmiş olur çocukluklar, bilirsin dönse yaşanmayacak ama bozmazsın üstüne basmazsın sek sek çizgilerinin topa dokunmazsın oluk altında biraz havası kaçmış dokunmazsın sokağa.
Çocuklar büyümeye gittiler, belki.
Dizlerinde yara kabuğuyla büyümeye gittiler.