Her Gün Bir Yeriniz Acıyor

Çocukluğumuzda ölenler hep uzaktı. Bilmezdik öleni kaybetmenin ne olduğunu. Biraz büyüyünce ölüm yakına gelince yani gidenin yokluğunu bir yerimizden koparıldığını hissedince anladık. O zaman büyüdük.

yasamak

Sonra onca başka öğrenmeler.

Empati geldi yüreğimize içimize bir yere oturdu.

Her duyduğumuz şeye yandı yürek, her gördüğümüze her söylenene, söylenmeyenlere, söylenemeyenlere, anlatanın yalanlarının doğrularını anlayıp onlara.

Bir yanış, bir cayırtı, bir cızık içten içe acıtan hem de nasıl, bir tırnak batığı can alıcısından.

Şimdiler böyle. O yüzden günler hiç yaşanır gibi olmuyor bitsin bu günde belki yarın balıkçı tesellisi hep.

Sizde öyle yaşamıyor musunuz?

Tabi ki değil. Hemen bir de küfürle mutlu, heyecanlı dolu dolu viski kadehlerini yuvarlamış kırmızı yanak kırmızı gözlerle yaşanır gibi yaşanacak güzellikte günlerimiz olduğunu neye isyan ettiğimize şaşırıp her türlü en kötü en bilinmeyen kelimelerle bizi beni aşağılayanların şok olacağına da eminim hem de pek çok.

Siz dediğimin onlar olmadığını bir yerlerde bir şekilde kayıp edilmişliklerinin öğrettiği bazı şeylerin olduğu kişiler. Ölenin yakın olduğunda yaşları geçmiş olanlara ölümü öğrenince, öğrenmiş olanlara.

Biz yeriniz her gün bir yeriniz acıyor olmalı kemik ağrısı gibi kim bilir nerede.

2 Yorum

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir