Korkudan

Adam gitmek için harekelendiğinde kadın bir çay daha iç sonra gidersin diye oturmasını işaret etti. Adam gitmek istiyordu, bir şeyler başlamamıştı başlayacak gibi de gözükmüyordu ama kaldı. Kadın söylemiyordu ama korkuyordu bu sıralar, bu geceler, böylesi havalarda. Korkusu vardı, söyleyemiyordu. Adama çayını koydu, karşısına oturdu. Adamın gözleri soruyordu. Gözlerine baktı cevabı yoktu. Ne anlarsa anlasın diye düşündü. Baktı sustu.

korkular

Yıllar önceydi bir korkuyla başlayıp çok kolay sessiz bir kavga ile bitmişti. Kavga diyordu şimdilerde ama değildi, susulmuş, suskunlukla bakışılmış gelinmemiş gidilmemiş konuşulmamış telefonlara cevap verilmemiş bitmişti. Başlaması da öyle anlaşılmaz olmuştu.

Korkuyordu kadın. Korkuları uyutmuyordu. Uyumuyordu epeydir. Geceler uzuyordu. Günlerce sürüyordu geceler. Korktu o gece geçmeyecekti. Adama baktı, sruyordu adamın gözleri yüreğinde evet yoktu, geceden korkuyordu adamdan korkmuyordu, adam yanında olunca geceden kara buutlu havalardan, yalnızlıktan korkmuyordu.

Paylaşılan zaman korkularını öldürüyordu. Ölü korkular onu sevindiriyordu. Gözlerinde o vardı. Adam başka bir şey mi anladı? Korktuğunu anladı mı? Sormadı hem de hiç sormadı. Seviyorum demedi duymadı sevildiğini. Korku yok olmuştu o bile yetmişti. Bir süre sonra korkmamayı öğrenmişti. Pek öğrenmemişti de dayanabilmeyi mi öğrenmişti. Bu gün bile korkuyordu vardı yalnızlığında bir kıpırtı olurdu yüreğinde, bir ürkekliği hep vardı. Kadın evin bütün lambalarını yaktı, gitti müziği açtı, televizyonun sesini yükseltti.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir