Rulet masası kalabalık, öyle heyecanlı bir şey olmaması lazım ama kalabalık. Döndü. Döner dönmez bir sessizlik. Masa başındaki bütün ne kadar kişi varsa hepsi her şeylerini masada hepsini al benzeri bir yere koymuşlar sadece o dolu. Eski fırdöndülerde olurdu hepsini al. Öyle bir yer var bu masada. Gelmezse her şey kayıp.
Hayatın rulet masasına benzemiyor. Hayatın masasında az koyup çok aldığında kazandın, çok koyup az aldığında kaybettin vardır. Bu masa genç kalbiyle yaşanan içinde lezzeti bile olmayan bir aşk sanrısı. Neden kalabalığız o zaman? O masanın her şeyi kaybetmek her şeyi kazanmak gibi hayatı böyle yaşamak isteyenlerin çokluğu. Hayatta olmayan ama öyle yaşamayı hayal edenlerin masası. Benim ne işim var? Ben eli boş gelenlerdenim. Masanın havasına bir bakmak, varsa bir şeyler otlanmak ikramlardan, adrenalin kokusu almak o kadar da çok var ortalıkta. Eminim bir de bütün masanın kaybetmesiyle kaybedenleri teselli etmek. Bu oyunu oynamak ne biçim bir akıl istiyorsa o akılın kaybettiği anda ki halini görmek. Bu masaya yaklaştığım, oturmaya kalktığım günlerde ne oluyormuş bir de onu görebilmek. Dönme yavaşladı tıkırdıyor top …