Schrödinger’in Keçisi

Başka boyutlardan bizim içinde olmadığımız boyutların varlığından yazmak istiyorum. Özellikle o düşünceye biraz anlaşılır olabilmek gerekiyor hem anlatabilmek hem de anlatabilmek için. Odaklanmak gerekiyor. Ama hem haberler, hem kafam, hem de havalar beni sıkıştırıp bir türlü odaklanmama izin vermiyorlar. Tam da o kadar güzel anlatılacak şey varken. Sizde pek öyle böyle boyutların çok olduğu bir yazı okumak istemiyor olabilirsiniz. Gidelim o halde başka bir boyuta hiç bi şey değişmemiş gibi olsun, sadece evdeki cetveli hem de tahta olanına bir düğüm atıp her santimi 10 üzeri 200 metreyi göstersin içimize bulunduğumuz evren ölçüleriyle. Dedim ya öyle birden bire odaklanamıyor insan değil mi? Hani ölçünün nasıl bir şey olduğunu üç aşağı beş yukarı tamam ama cetvele düğüm atmak da neyin nesi? Kafa almıyor bir anda. Almıyor tabi. Haberleri dinleyince de aynı şeyler oluyor ama hadi neyse. Kuantum mekaniği gibi ne nerede nasıl aynı anda iki veya daha fazla yerde olmak. Gözümü kapattım mı? Tamam aynı anda iki yerde. Kedi gibi hani Schrödinger’in Kedisi gibi. Kedi aynı kedi, bir tarif edebilsek olmuyor. Renginde, kuyruğunda, gözlerinde, hiçbir yerde aynıyı boş verin yakın bile tarifi yok. Ne mi oluyor? Kedi kaçıyor. Kedi de değil benim keçiler.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir