Bilinmezliği Yaşa Biraz

Ne oldu masa? Zaman gelmedi mi daha?

Aramızda bütün duvarları yıkalı çok oldu utanmaları kaldıralı.

Bahar eli kulağında. Ağaçlar saklanmış artık caddelerden sokaklardan kaçmış, bir park bir bahçe köşesi çiçeğini nasıl göreceğiz? Daha yeni geldik, yabancısıyız alışamadık bahar mı?

O da ne?

Bilinmezliği Yaşamak

Ağaçlar öyle insanlarda mı?

“A çok güzel ben hiç tatmamıştım”. Anne gözlerini açar şaşkın biraz irice bakışlarında “ Nasıl ya daha dün”.

“Ama bu başka ondan değil”. Şımarıkça.

Başkalığından bu başka bahar olmalı gelen. İçinde eskiden karışırdı şimdi yok, tadı, tuzu, acısı az, yağı yok perhiz baharı. Çiçeği çiçekçide, papatyası yok, gözler o ışıltılı onlarda boş bakar olmuşlar.

Ayrılıklar nerede hani bahar geldi, önümüz yaz, birden damarlarda başka bir kan beyne giden kusura bakma bir olmazsa bir başka deli kan. Nisan’ lar ayrılık doludur hep ondan. Daha Nisan’a çok var.

Daha bahar bile çok var. Atla git başka bir göze, bir başka salıncağa, bir başka dönme dolaba, başka bir yağmur, ıslanmağa bir başka iliklerine kadar bu olmamış bak burası kuru kalmış.

Yeni eski şarkılar dinle, gözyaşları biriktir başka şiirlerle, başka şehirleri geçir aklından, başka rüzgarlara saçlarını bırak dağıtsın.

Dokunuşların nereye dokunacağı belli olmasın, buradan buraya diyeme, alışmış olmasın parmaklar teninde, tam burada olmasın, bilinmedik yeni dolaşmalar. Susmuş bekleme az sonraları bekleme olmazlama bu sefer kalabalığı kovala dokunuşlarda ki siz buraya kadar biz yalnız.

Bilinmezliği yaşa biraz, şehrin bilmediğin sokaklarında dolaşırcasına acemilik her adımda her köşe ne yana sorusuyla acaba öteki daha mı? Olur ya.

Pazarları bir başka çay, kahve, meyve suyu, masa, yatak, salon üçlüsü uzanılmış, bir koltuk içine büzülünmüş, bir battaniye içine kıvrılınmış, hep bir sığmazlık bir yer açık, bir yer esiyor, bir üşeme gelmişlik içine.

Bir çığlık içinde kalmasın öyle yaşanmaz at gitsin.

Yorum Bırak

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

code