Yalnızlığım yetiyor bana iyi geliyor diyordu.
Yalnızlığın bel ağrısına diz ağrısına pazarda kapı önünde rastlandığında konuşulan tavsiye edilen ceviz yaprağı muz kabuğu mercimek köftesi karşı komşunun getirdiği bol limonlu çorba tanımı. Üstelik azı karar çoğu varmış çok koyma bana bu kadar yeter kıvamı iyi kulak memesi tam da.
Yalnızlığa gidilir olunur kalınır bilinir öyle değil iyi geliyor demek ki ki gelen var misafir edilen edileni var onda kalınan ziyaret edilen eden uğranılan uğrayan gitmeyen üç gün dedi kaldı gitmedi işim gücüm var benim de misafir ağırlamak bu kadar da olmaz bi de yüzsüz arkasından konuşmuş gibi de olmasın.
Kelimeler böyle durdukları yeri bir şeylere benzetiyor düzeltiyor bir yerlere koyuyor eğip büküyor. İfade edilemeyen edilmek için sıra bekleyenleri de yetmeyen bu buna denk düşmedi tam yakışmadı bedenine uymadı yeni bir ölçü biraz büzecek bir kelime daha yeni bir elbise yeni bir beden bir küçüğü bir büyüğü bir kelime.
Yalnızlığın iyi gelmesi öksürüğe iyi gelir ısırgan hemen hemen her şeye misali bolca yenen acının içini yakınca biraz da başka içi yanmışlıkları andırması benzetip aynı onun gibi koy biraz daha acaba mı?
Kelimeler böyle yapar çoğu. Zeki huysuz kıpır kıpır bir yerlerinde kurt var çocukların sınıfı diyelim ilk okul ilk yıllar bağırıp kızacaksın sevimli gidip oturmuyorlar bir kuru gürültü o ona yahu herkes yerine hadi bakalım ben ne diyorum bi susun bir yerinize oturun beş dakika bir dakika her neyse herkes yerine .Yok bir türlü yazı bitene zil çalana dek bir de her nasılsa o kalabalığa dışarıdan dalmış bir yerlerden pencereden kapıdan bacadan başka başka kelime de üstüne yoklamada fazla fazla varlar çoklar yoklama çoklama fazlası cezaevinde düşünsene burası daha rahat daha sıcak diye fazladan bir elli yüz daha o misal.
Yalnızlığı yetiyormuş yetsin iyi geliyormuş acı misali ısırgan misali az bir şey kaşıntı üstüne.