Kahvaltı ediyorum, yanımda konuşuyorlar. ’’Eczacı telefon etti. Yağmur duasına çıkılacak gelir misin? Diye. Camide İmam Efendi söylemiş esnaf istiyormuş. Gelirim dedim. İki masam içerde altısı dışarıda sende görüyorsun. Yağmur yağdı mı iş yok. Ama gelirim dedim. Esnaf istiyorsa, halk istiyorsa çıkarız. Onlar olmasa bize kime ne satacağız. Yağmur yok. Yağmur olmayınca çok şey yok. Bir de arada don oldu. Meyveciler bir de oradan rezil oldu. Don vurdu. Meyve çiçekteydi don olduğunda, dondu gitti bu sene yok. Üzüldüm, bir sene yok olup gidiyor.’’ Çayını karıştırdı, bir yudum aldı. Karşısında bulunan arkadaş onu kafasıyla tasdik etti.Tasdik edilmenin verdiği duyguyla biraz daha dikildi iliştiği sandalyede. ‘’Üzüldüm ne de olsa buralarda geçimini meyveden kazanan az olsa da üzüldüm.’’ Masanın örtüsünü düzeltti, bir yudum daha aldı çayından.‘’ Çıktık yola araçlarla gittikten sonra bir kısımda yürünecek yer vardı. Yürümeğe başladık öyle hızlı değil ağırdan aramızda stend filan takılmışlarımız var. Zorlamadan ağır yürüyoruz. Eczacı Şikago’da gördüğü Opera binasını anlatıyordu yanındakilere on sene öncesinde bir Amerika’ya gitmiş asker anısı gibi anlat anlat bitmiyor onun Amerika’da gördükleri. Gittik tepede namazımızı kıldık, duamızı ettik döndük geliyoruz. Kara bulutlar toplanmaya başlamadı mı? Masalar sandalyeler dışarıda, örtüler filan uçuşacak neredeyse vaz geçeceğim. Geldik. Yağmur gece yağdı.’’ Gülümsedi. Çayını bitirdi. Benim de boşalmış bardağımı aldı, çay getirmeye gitti.
Yağmur Duası
1 Yorum