İşyerinde karışık bir gün nasıl canı sıkkın, yürek tam göz önüne gelen çamaşır sıkığı bir büküm göğüs kafesinde. Yıllar sonra yalnız geçecek bir gece, kapıyı açıyor sessizliğe epeydir karanlığın içine elini sokup düğmeyi buluyor. Oh bee aydınlık, ayakkabılarını öyle ortaya fırlatırcasına ayaklarından kurtarıyor bir yerlere uçuyorlar. Ne kokuyor? Aşağıda ki […]
Yaşam
Hayatı çok ciddiye aldığımız anları biriktirip faizini yiyeceğimiz günler gibi yaşamadığımız günlerdi. Harca gitsin nasıl olsa daha çok var. Laflar bolca kuvvetli iğneli akıl iğnesi değil genç ve dinamik olduğundan yaralayıcı nereye denk gelirse orayı alıp götürüyor yaraları derin cerahatli yaralar açıyor. Sohbetle başlıyoruz, sonra birden elden kaçan bir ok […]
Oturuyorum. Nisan başı hava daha kendini kışta sanıyor olmalı ısıtmamış yağmur yağıyor ama damlaları kardan soğuk dokunduğu yeri yakıyor. Bir sütlü kahve söylemişim kitabım masanın üstünde bana bakıyor ikide bir hadi başla artık bağırtısı olmalı rüzgârda kıpır kıpır. Salaşa benzetilmeye çalışılmış trend bu olmalı ama bir türlü salaş yapılamamış bir […]
Yarış başladığında sonu gözükmez, gözükse yarış olmaz. Başlarsın, sen bir bitirme isteği sonu gelsin acelesiyle. Yarış başlardı hayat da böyleydi ağır kimsenin kendisinden başkasını takmadığı sıralar birileri kalabalığın içinden birilerini önceden seçmiş peşine düşülecekler listesi olanların bile kimseyi takmadığı zamanlar, toplu gidilen arızasız. Sonuna yanaştıkça nefesler kısılır, yetmez olur, en […]
Bitkindi, kapıdan girdiğinde her şeyi bitmiş, kolu bacağı kımıldamaz haldeydi. Çöktü koltuğa. Hayır belini koydu, uzandı alabildiğine, gözlerini kapattı. Uyumak için değil, kapatmak için kapattı. Görmek istemediği şeyleri görmüş olmanın yorgunluğu bitsin diye, erken unutmak için görünenin kazıdığı yerin zamanı az olsun. – “Kar beyaz, belli bir süre geçince yine […]