Sevmenin Verdiği Sarhoşluk

Aşkı anlatan bir dolu kitap, şiir, roman, hikaye, efsane, tarih, fıkra okumuş, film seyretmiş, şarkı opera dinlemiş, müzikal seyretmiş dinlemiş, yorum yapmış, yaşamış diyelim ıskalanmışları saymayın yani bir şeyler bilir dediğiniz birine sorsanız hiçbir şey bilmediğini söyleyecektir. Doğrudur.

Aşk

Yirmi birinci yüzyıla girdiğimizde, girdikten sonra, girmişken, girmeden az önce şöyle beş on yıl, biraz daha yirmi yirmi beş yıl önce genç olanlar, ergenliğe adım atmışları da katın topu topu o kadar bir başka zamana dalarak girdiklerini fark etmediler bile. Bu sadece ülkem için değil dünya için daha geçerli. Şu iletişim hızı ortaya çıktı da bir şeyleri daha kolay öğrenir olduk.

68 kuşağı nedir?

68 de başka ne oldu? Ne getirdi? Ne kovaladı? Ne götürdü? Bu gün nasıl?

Aşk bu gün nasıl?

Bakmayın öyle yazılan çizilenlere, Pasternak Dr. Jivago’yu yazarken Rusya da öyle bir şey yaşanmış mıdır? Yaşanabilir miydi? İstisna bile olamayacak kadar sivri bir durum mudur? Yani öyle durumlar için hazır bir ortam, bir ruh, yürek, özellikle genler de kabul edecek yer var mıydı? Yazıldığında bunların hiç biri yoktu. Filmi çekildiğinde bile yoktu.

Ancak iki binlere doğru böyle duygular belki azar azar yaşandı, babaların annelerin yeni öğrendiği duyular oldu, 68 kuşağından biraz, az bir şey öğrenilenler.

“ Goodbye my love good bye” o yüzden hüzündür. Hüzün verir genlere yeni yerleşmiş bir duygudur.

Şimdi ki gençler bu duyguyu genlerinde bir sivilce bir ergenlik aknesi, olarak öyle kalsın, patlasın geçti öyle hissedebilirler. Öncesinde ana babalar yeni bir durumdu öncesi yoktu.

Boş verin yazılanları, milyarda üçü beşi bile yoktu gerçekte. Tren çarpınca, otomobil çarpınca, elektrik çarpınca ne olduysa aşk çarpınca aynısı oldu. Çarpılıp kaldılar genlerine bir çizik. Öğrenilecek o kadar çok şey var ki.

Şimdilerde sevme özgürlüğünün verdiği sarhoşluk ana babadan gelen çarpar gen çiziği, fazla mızmız , fazla sabırsız, fazla kaprisli, bir şeyler daha var, ehliyetsiz şöför gibi tosla anla, duvara çarpsam bile bak, bana bir şey olmaz, lüzumsuz cesaret.

Önce sevmeyi isteme, istemeyi öğrenmek sevmeyi.

1 Yorum

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir