Sayılamayacak kadar çok bir elin parmağından fazla. Bir elin parmağı o zaman bile yaşanmamış. Bir dudak büzmesi. Dizlerde kabuklu yaralar biri geçmeden bir başkası. Karar belli suçlu. Asılsın yok, çürütülsün. Demir parmaklıklar yerine bakışlar az bir şey aşağı öylesi daha sağlam. Bütün hepsi mi yalan çıkar? Hepsi mi tezgah sevgilerin […]
Bugün şehir neden kalabalık dersin? Gitmekten vazgeçenler bu kadar çok mu? Zamanı kaçırmış olanlar. Yeni suratlar, botokslu tanıdık değil, bakışlar bakmamalarda, sözler sessizlik dolu. Şekerin kaç damla çay? Otur sırt sırta bakışalım. Sen ufuğa ben ufuğa ufuk bize kavuşmalı bakışlar kısa yol. Cebinde uzaktan uzatılan bir elin açılmış avucunun sıcaklığı, […]
Geleceğin planı. Tutmaz. İçine ne koyarsan tutmaz. Hep bir yerinden eksik. Eksikliğin suçu hep sizde. Oysa değil, siz de suçlayanlar kadar iyi biliyorsunuz buralarda her hesabın bir net hata noksanı diye bir şeyi var. Başka yerlerde yok mu? Oralarda ufacık. Yirmilik yerine 18’lik konan boru bizde 15’lik 12’lik. Evlilik yaşı […]
Her şey o kadar kolay olmuyor. Çoğu görüntüler gözlerimin bozukluğundan daha puslu. Güvendiğim bütün dağlara kar yağdı. Güvenmem yanlışmış tek doğru olan bu. Satanlar zaten satacaklardı. Bekledikleri iyi bir alıcıya dek. Sabırları bu kadar. Onca her şeye rağmen bu böyle. Dahası yok ondan. Hepsini koy bir çuvala. Etmezmişim etmem. Zaten […]
Bir masal anlatılır. Masa başında bir uyduruk, hadi uyduruk değil doldurulmuş bir kafayla parmak uzatılmış suçlanırken ama’ lara fakat’ lara sıkıştırılmış senin için önemli olması lazım ama bilirsin masal anlatılır. Ama ve fakat’ ların ucuna takılmış “Ben seni bırakmam, senden vaz geçmem”. Test bile etmeden bilirsin masal. Zamana koymana […]