Dayayacaksın sırtını taşa, alacaksın denizi karşına sakin de olsa çırpınıp dursa da bilemedin arkasına rüzgarı alıp gelse de karşına.
Sana destek eline bir kahve gelse sesin rüzgara karışsa.
Kahveye sığın fincanı elinle ovala ısıt, ısıtsın seni. Biraz yağmur boş ver ıslan.
Fincanına saklanmış onca gelecek az sonra ters çevrilip üstüne bir dilek içinde onca gelecek.
Rüzgara yağmura olmadı bir taraftan ıslanmalı bir taraftan gücüne gitmesin şimşek dolu karı fırtınası da olsa bitse bitmese yerinde dursa orada kalsa. Onca öykü onca efsane her biri aynı yüreği üşüten inciten bir olur ya denk gelir.
Uykuların hepsi önceden pazarlıksız elden çıkarılmış geriye üçbeş eğrisinden büğrüsünden ufağından kısasından kalmış. Çiçeklerin bütün yaprakları papatya misali oldu olmadı yağmur damlaları dökümü alıp gitmiş say onu da.
Şimdi söyleyeceksin denize dilinde ne varsa gönlünde ne kaldıysa. Ne oluyor öyle yüreğin kabarmış öyle kalmış onca zaman. Deniz duydukça yürekten beter kabarıyor ondan kalma ne varsa kıyıdan alsın gitsin dilediğince.
Kızdı mı?
Yüreğini yağmur ıslatamadıysa deniz almış ardına rüzgarı.
