O anlattığı içinde kalmış aklında kalmış kalan o ince kız çocuğu saçları nasıldır kim bilir şimdilerde sarı kıvırcık gözler parlak boncuk belki hani şairin düşündüğü gibi ters bakar yaptığı fena halde yanılmak buna derler işte öyle.
Hesabı bir mahkemede görecekler gördüler görülmüş olmalı görmüş olmalılar kılıç hızıyla uzunca süre bir ömür boyu mahkumluğu bir bakışa.
Burnunda hep o mahpushanenin siyah yosunumsu küfünün kokusu hatırladığı mavi şimşekler boncuk gözlerde ki.
Hep bir yerlerde kırık olduğu belli çocuklukları çalınmış ellerinden alınmış elleri boş bırakılmış tutulmamış soğuk hep bir köşeye hem de karanlık gözden ırak bir köşeye sin orada kal sessiz kokusu bir de.
Bir yerlerde yağmurlu telefon gözlere inen orada kalan çökmüşlük içinden her şey geçmiş geçmesi gereken hariç. Gecenin en derin yerinde bir fısıltı aranır ya bir nefes epeydir bırakılmış yine de hatırlanır son keresi son anı sonuncusu.
Camın buharına çiziversen ortaya çıkıverecek ip atlayan çocukların çocuklukların arasından birden bire gökyüzünden incitilmişliğini unutup birdenbire.
Pişmanlıklar der top edilip bir köşeye bir halı altına bir gözden ıraklığa gözden uzak hatırlanması zor bir yere.