Kırılmış Gökyüzü

Yağmuru sever. Baktığı fotoğraflar, çektiği fotoğraflar, seyrettiği filmler yağmuru sever. Gökyüzü sırf onun için damlalarıyla geliyor olabilir bazı günler, gizli nasıl bir rutin yağmur duası ardından kabul edilmişliği. Dışarı çıkmak, ıslanmak, ıslanmak iliklerine kadar doyasıya doymamışlık tabağın dibini sıyırmak, bir duş.

Yağmur

Bir kutsalı kirletmek, nasıl bir kirli el ise sanki temiz hiç bulaşmamış uzatıp sahip çıkmak ben yapmadım gördün bak.

Kırılmış gökyüzü, çatlağından ışık kaçıyor sever. Gözler yağmura yakın nemli bir an var yağmura bakan.

Üzgün öyle mi? Nasıl bir yağmur bile değmeyen bakışlar mı?

Olmuyor yağmur mürekkebine dokunuyor, morarmış lekeler gözler, kağıt dağılmış. Bir şarkı damlalar notalar camı çalma hadi gel içine hüzün kaçmış. Bir al yağmurunu ver gözyaşlarımı, yaralarımı açanları, bu oyun olmadı kağıtları baştan dağıt, baştan taa en başından yeniden isyanı.

Bütün damlalar gök yüzüne hadi bakalım, şimşekler bu sefer biraz sessiz ve yavaş bir kükreyiş marş marş.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir