Yüreğimin büyüdükçe bir derdi oldu. Bir derdi daha oldu. Her şeye titriyor. Titreyiveriyor. Gözlerimle yarışıp ağlaşıyor ağıtlaşıyorlar. Üstü gittikçe inceliyor olmalı üşüyor soğuk iliklerine işliyormuşçasına.
Hayatın içinde neyse de desem bile güneşler gittikçe azaldı yok oldu hep üşür oldu bir ayaz bir ayaza denk gelme gözlerde yağmur yüreği titreten bir ayaz sanki bir incelik üstünde.
Yüreklerde ölüme az kalınca bir ateş içinde bir alev topağı üstünde incelik. Üşüten titreten bir incelik üstünde. Hafızaya denk gelmiş derin murçlarla kazılmış o çızıklar çızık denmez yarıklar onlar yüreğin üstünde bir tiril tirillik bir titreme içinde yanıklık acılar orada pişirip duruyor pişti bitmedi bir har ateş olmasa da yanıyor.
İnsan derinden küser mi her şeye? Her şeyin tadı kaçıyor kaçmış yüreğe acı biberler en acısından oturmuş bir alev yalım yalım bir top.
Yüreğim büyüdükçe yaşlandıkça yufka mı oldu? Acılar mı doldu? Üstte bir incelik.
Üstleri inceydi yüreğim gibi. Üşüyor olmalıydılar. Titriyor olmalıydılar yüreğim gibi. Yaşlanmış yufkalaşmış deliydi delikanlıydı oralarda bir yerlerde üstü ipince titriyordu. Üşüyordu, üşüyor olmalıydı üstleri inceydi.