Sen hiç ateş böceği gördün mü? Demet Akbağ’ın oyununun adıydı evet haklısınız. O da soruyordu ben de soruyorum. Ateş böceği görmek kolay mıdır? Bence değil. Görmek için çok karanlık bir gece olması, karanlık olması hem de zifiri cinsinden olması lazım.
Işığı görebilmek için olması gerekli karanlık. Soruyu değiştireyim sen hiç alabildiği kadar, dibine kadar karanlık içinde kaldın mı? Ayağını bile göremediğin, bastığın yeri göremediğin ileriyi göremediğin bir karanlıkta kaldın mı? Öyle bir karanlıkta kaldığında ateş böceklerini görmeyi mi? Yoksa yolunu gideceğin yere giderken önünü görebilmeye mi odaklanıp ateş böceklerini atlamış olabilir misin? Sorusuydu sormak istediğim. Sordum. Hiç ateş böceği görebildin mi?
Elinde bardağın bir şezlonga uzanmış, villanın ışıklarını söndürmüş bir nefes almacasına çevrende yakınında bir ışığın olamayacağı bir anda büyük bahçenizin bildiğiniz bitkilerinizin yani çiçeklerinizin üstünde uçuşan ateş böceklerini görebildiniz mi? Hiç derdiniz kalmayacak bir duruma gelip oturup kapının önündeki sandalyeye ışıkların arasında çok hafif bir farlılık sezip ateş böceği diyebileceğin oynayan bir ışık arayıp buldun mu?
Yere yatıp yıldızları seyrederken karalık gökyüzünün büyük bölümünü görebilecek bir karanlıktayken yıldızın bu kadar ağır kaymayacağını düşündüren çok yakında bir hareketli ışığı görebildin mi? Öyle romantizmin içinde sessizliğin bir anında yüreğinden bir ışık sıçrayıp bir yerlere giderken, gözünde bir ışık kapattığında kaydığında mutluluğun ışığı olarak gördün mü? Kavanozuna topladın mı? Sabaha kaçmasınlar diye sıkıca kapattığın kapaktan ölmüş ateş böceklerin oldu mu?
Sen hiç ateş böceği gördün mü?
