Gelse Islık Çalar mıydı?

Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın telefonu kapattı. Tam şairin söylediği gibi olduğunu düşünmüyordu. Çünkü ayrılanlar epeydir sevgili değildi. O biliyordu. Telefonun öteki ucunda şimdi kopan fırtınalar neredeyse yıllar önce onda kopmuş sakin kıpırtısız bu günlere gelmişti.

Mektuplarını vermişti “Madem bitiriyorsun sırların bende kalmasın senin sırrın sayılır bunlar daha çok” demişti.

Sonra yıllar geçmiş.

O bitmemiş sevdasıyla onu çoklarcasının bulunduğu karmakarışıklığının içine katmıştı. Telefonun ucunda. Telefonun öteki ucunda ki adam.

yollar

Hep onun kahramanı olduğunu söylerdi. Kalemle tanıştırmış olan onun mektuplarıydı. Mektuplar. Bir gün tomarıyla kutuyla çöp tenekesinde biliyor gözyaşı. Şimdiki gibi.

Karşıda yağmurlu genç adam. Çok önceden yıkılacağını bu sırça saray düş benzeri biliyordu. Adam da biliyor olmalıydı.

Adam. Yağmurlu adam.

Adamın kelimelerle oynamasını seviyordu. Öncesinde mektuplarda yazdıkları, telefonda gece sabah gelirken daha ilk ışıklarında. Kendi yazdıkları şimdi çöpte yıllar öncesinde güzeldi. Şiirler onlarca yüzlerce sayfalar binlerce belki.

Neden ağlıyordu. Yeni bir şarkı vahşi bir tadı vardı.

Gelse ıslık çalar mıydı?

Çalmazdı. Gelmezdi zaten. Olarca yıl olmuştu. Şarkı eskimişti. Yine de vahşi tat damağında.

Karmaşıklığına katmış, düğümlerine dolandırmıştı

Adam kelimelerle oynamayı severdi.

Yazamazdı onu. Avucuna bir dolu neden bırakmıştı. Bir dolusundan hiçbirisinin cevabını bulamazdı.

Adamın avucunda bir dolu neden. Bir kaçının cevabını kimse.

Gecelerin ucunda bir yerlerde. Geceleri paylaşmak.

Geceleri bir soluğu değil. Bir kelime yumağını ince ince sabırla çözmeyi.

Karmaşıklığına katmıştı.

Karışmıştı yağmura. Yağmurlu kadın.

Yağmurlu adam.

“Hayat hafife alınacak bir şey değil, hafife alınca o da seninle dalgasını geçer” telefonun öte ucundan söylemişti yağmurlu adam.

Hayat onunla dalgasını geçmişti. O da adamla. Ya da hayat adamla da dalgasını geçmişti. He belki de hiç suçu yokken. Sadece tek suçu sevmek olan belki. Üzüldü.

Artık kır saçı olan belki de olmayan taa çocuk ergen yağmurlu adamı karmaşasında sırf sevdi diye üzdüğüne üzüldü. Camı açtı. Cadde ışıl ışıl kimseler yok. Paylaşılacak gecelerden biri daha.

Adam kelimelerle oynuyor muydu? Bu gece de.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir