Zamanın bir değeri yoktur, parasal bir karşılığı ederi. Bir değeri elbette oluşturulur ettiği kadarı harcananın emeğe tahvil edilebildiği zamanlarda. Kişinin üstüne yapıştırılmış hizmetin üstüne yapıştırılmış haliyle o ayrı.
Boşa geçirilmiş olanı da değeri yokturun değersiz olduğu anlamıyla kullanılması gibi bir yere göturmek gitmek için de değil.
Belki zamansızlığın değeri olmadığı.
Ayrılıkların adı nasıl konulursa yarıda kalmışlıkların bırakılmışlıkların geride kalmaların gitmelerin şimdiden ne kadar uzak olursa olsun işte tam orada zamanın bir değeri. Zamanın azalttığı incelttiği yok ettiği ne kadar nereden biliyorsun un karşılığı öyle değil mi sorusunda.Bir huyu da vardır iyi kötü o da size kalmışlık da her yerden her zamanda aniden kendini ortaya koyar her şeyin içinden çıkar zamansızlığı da burada tam da olduğu anda ki ki o duygu ne kadar sa ne ağırlığı varsa ne kadar vurduysa neleri kırıp çatlattıysa kırdıysa tıpkısının aynısı sadece alışkanlığın bolca verdiği dayanıklılıkla.
Bir ışıkda bir şarkı da bir ses bir çizgi bir bulut bir damla birden aniden beklerken beklemez beklenmez bir sırada.Hiç geçmemiş gibi saatler aylar günler sayılmamış sayılamazmış gibi.
Terkedenler mi terkedilenler mi kalanlar mı gidenler mi sorusu hiç biri.