Yeniden başlamıştık, yoğun bir tempo. Evet vücutça çalışmıyorduk ama yinede bir yorgunluk. Her notanın, her kelimenin, her beyin kıvrımı kıvılcımının değerli olduğu zamanlardaydık. İçmiyoruz karar almışız aramızda içmiyoruz, içersek bitecek gibi değil çalışma. İçmeden bitmiyor. Bazı bir satır için günleri bitiriyoruz tam oldu derken bir çızık kafalarda her şey yenibaştan. Moralliyiz ama. Sohbet var aralarda. Sonu gelecek mi? Bir şey çıkacak mı? Çıkacak bir şeyler ortaya o belli de ne çıkacak değecek mi? o belli değil. Bir ara vermişiz yine, gevezelik ediyoruz. Anlatıyor öyle umursamazlıkla, bizde dinliyoruz aynı umursamazlıkla. Vakit geçiyor işte.
– Bir arkadaş toplantısı, bir arkadaşımın doğum günüydü. Tanıştık. Bakmayın öyle sonradan hatırlanınca komik geliyor. Tanıştırıldık. Hani bildiğiniz şekilde. Uzatırsın elini memnun oldum filan dersin ya işte tam da öyle. Ellerini uzatırsın tokalaşmak için ne ellerine bakarsın ne gözlerine memnun oldum dersin. Kalabalığın içinde geçip gidersin, yüzüne de bakmazın çoğu kez tanışırken, tanıştırılırken. Öyle bir gündü tanıştırıldık. Aniden oldu. Onu göreceği hiç düşünmüyordum. Tanıştırıldık. Ben böle kıvranıyordum başıma ağrılar çoktan girmişti. O beni nereden tanısın, Şakaklarım atıyordu, yüreğim aynı tonda, şakalarımda. Bir taraftan arkadaşlarım var onlara selam veriyorum. Sigara uzattı aldım yaktı, içki uzattı aldım adımı sordu. Söyledim adımı sesinden yeniden duydum adımı sesine yakışmıştı. Adını söyledi zaten biliyordum, bildiğimi söylemedim.
Daha anlatacaktı ama işimiz vardı lafı kısa keselim diye zaten kıpırtılar başlamıştı. Biri su içmeye kalktı, biri sigara yaktı, balkona çıktı hava nasıl bir baktı. Yağmur gelmek üzereymiş hadi dedik başladık yeniden.
