Bu olaylarda baktığımız zaman her şeyiyle doğru çıkarımlar yapabileceğimiz bir durum yok. Ama bir şeyi çok iyi öğrendik. Yalancı bile olsa habercimi ben seçerim. Yalan söylemenin bile bir doğru taraf vardır. Ve çarpıtanı yada çarpık olabileceğini bildiğim haberi bile dinlerim doğrusunu anlarım. Ama senin yalan söylettiğin, senin yalanını söyleyen medyanın foyası ortaya çıktığı için benim için bitti diyebileceğimiz bir yere geldik. Benim pinokyom tahta da olsa pinokyo ve yalan söylediğinde burnunun uzadığını ben görebiliyorum. Büyük ve güçlü medya makyajlı, photoshoplu burnu yok uzadığını göremiyorum. Onun için kırılma noktası burada oluştu. Medya sosyal medya ya yenildi.
Dışarıda tence tava sesleri yer yerinde oynuyor. Kulağım duyuyor. Işıklar yanıp sönüyor. Gözüm görüyor. Medya da yok. Sosyal medya patlıyor. Orada da tencere tava sesleri varmış. Burada varsa orada da vardır. Memleketimin bir başka şehrinin başka bir semtin de aynı sesler varmış. Vardır. İnanırım, ben paylaşınca orada ki arkadaş da bana inanır. İşte burun böyle bir şey pinokyomda.
Facebook ne derseniz ondan dolu biliyorum. Çoğunu kokusundan tanıyorum. Kendilerini pinokyom zannedeyim diye her yerlerini ağaç tipi kağıtla kaplamış varlıklar. Ama onlar benim pinokyom değil Ağaç kokmuyorlar.
İşte medya bu gün bunlar neden olmuş. Onu konuşuyor. Kim yanlış konuşmuş kim yanlış yapmış onu konuşmaya çalışıyorlar. Şu böyle konuşmuş, bu böyle derse çok iyi olurmuş filan.
Benim ne istediğim belli. Olaydan kimseyi kurtarmaya çalışmayın. Baraj yıkıldı, sel geldi. Can simiti atıp birilerini kurtarmaya çalışmayın. Yıkılma diye barajı tekmeyle yıkanları kurtaracağınıza, elinde sopayla barajın dibini yanları kurtaracağınıza, kendinize bakın ve işinizi yapın çok doğru olmasa da bana haber verin. Siz bana muhtaçsınız. Ben nereden olsa duyarım. Üç se beş ama duyarım. Sizin bir dediğinize bile inanacak halim kalmadı. Sizle yollarımızı ayırsak iyi olur gibi geliyor.
Küçük iki üç kanal kral çıplak dediler. Siz hala üstündeki elbiseleri tarif ediyorsunuz. Hadi size güle güle. Takılın peşine kurtaracağınızı düşündüklerinizin.
Sel geldi. Sel. Reklam alın Bol bol. Benim bir gücüm daha var. Sizin reklamını verdiğiniz malı almamak.
Yalancı çoban gibi gerçekten kurt gelirse.
Yabancı medya bile sizden daha çok haber verdi.
Dedim yaa yolları ayırma zamanı geldi.
Hadi yola..