Hayat hep öyle yolunda gitmez, bilinir bilmeyen yoktur. Rüzgar yağmur fırtına sandalye uçtu kel açıldı nefes alamaz halde deniz fırsatını bulmuş ele geçirmiş sahili girişmiş seni de gözüne kestirmiş bütün yazın hıncını çıkarırcasına kayalar dur yapma elini bulama öne geçmelerinde.
Ankara’da aşık olmak zor.
Bir itiraz yok yahu kolaydı neredeyse bütün yaşanmış bildiğim bütün yaşanmışlıklar varsa yoksa hepsi Ankara. Şarkı güzel . Ardından bir de Müslüm Yalnızlar Rıhtımı.
İnsanı yarı yoldan çeviriyor rüzgar bu kadar yeter gerisi sonra arkası yarın.
Sokağa çıkmayı seviyor durumdayız; sokakta yaşamayı öyle bir kültür de var uzaktan laf atılacak cevap yine başka bir uzaktan.
Eli tutulmadı mı? Uşüyor bir üşüme geliyor tir tir titriyor çocukluktan kalma gençlikten.Üzülme bu akşamda hava geç kararmayacak gece yine de uzadıkça uzayacak lastik gibi daha da ötesi. Bana bir şey ver alıp gideyim sıkıştırmasında onca hikayeyi kaptın aldın gittin yol boyu rüzgar hiç birini geri getirmedin ismi neydi unuttum selam söyle. Kırkayakların ayakları tedavi edilecek romatizma karabataklar da tüy boyaması istiyor senenin modası sarı. Bana ne ben kuaför müyüm serzenişi .
Yalnızlar rıhtımı Müslüm’den Sıcacık kahve özlenmiş elinde el tutulmasa üşüyor denize bak gözüme var mı öyle hadi bakalım hırçınlığa mızmızlığa tepinmeye yere yatmalar gidiyoruz a gelivermeler şimdiden eskiden olsa gençlik.