Sadece kıskançlık filitresiyle bakan mercekler cılız bir deniz dalgası yüreğe dokundu mu yoksunluğu bitecek umudu ekmeğin arasına koyup olmadı sallanışları salıncak niyetine ters laleler, akşam sefaları, boru çiçekleri canları istediğinde kokan bu gece birkaç saat iyi geçti zamanları katili yine olamadı kaçtılar elden köpekler çok havladı kapıyı mamaları konmamış kediler tırmalıyor boyanmış içi kurcalanmış mısralar eşlik etse akşamın sofrasına erken daha gün batımıyla içeri kaçıyor gecenin soğuğu durduk yerde bir sızı yüreğe çöküvermiş uzaklar martı çığlığı sabahın geliş tıkırtısıyla kelebek etkisi renkleri kim seçtiyse biraz acemice el yordamı bunlar değil sabah.
Mutluluğun fırçası onca yoksulluk varken madamın koynuna sokuluş, yanına uzanış, son kez olması hiç umurda olmayan yanında ben varıma giden vedalar bile el yakan uzak nefesli uzak bakışlı göz içinin ateşini değdi mi bilmem kimin, bilmem kimle oradan bildiğin kime oradan el yordamı soluk zincirleme sana değmiş dokunmuş olabilirsin masal dağıtır gibi sonunda geldi .
Gözler kurulmuş sofra da kuru ekmeğe talim yine de odağı özlenmiş o kadar şeyi ardına bırakıp illa da ben bunu yemezsin sevmezsin olsun benim de olsun bende kalsın hırsı gökyüzünün kararmaktan hoşnut bu günler onların kimse takmıyor bakmıyor belki de onun hıncı kızgınlığı dalgayla biraz arkadaşlık ucundan sen de tut.
Gece ye randevulaşma üstüne bir şeyler al gel sabah da serin oluyor. Acıları sıkıp patlatacağız, uç vermiş biraz can yakar irini biraz dışarı çıktı mı?