Bir aşağı bir yukarı koridoru salonu bir başından öbür başına yürüyor. Vaktimiz var o ve biz yalnızız. Bizim için o var büyük bir ihtimalle bizonun için yokuz. Duvarın dibine sonuna son santimine kadar yürüyor dönüyor öteki duvarın dibine kadar.
Hapishane yürüyüşü gibi salon koridor çok büyük fark o duvar olmasa yok olsa.
Psikiatri klinikleri kapısı da burada.
İleride bir tablo duruyor büyükçe bir tablo oturma yerlerinin üzerine konmuş büyük bir ihtimal o yapmış. Sabır ve özen isteyen milim milim işlenmiş emek çok verilmiş zaman çok olmalı.
Kafasının bir yerinde şu duvar olmasa duvarlar olmasa sabırsızlığı dibine kadar gelinip üstüne gidilen yüzüne kadar efelenilen dibine santimine kadar sabırsızlık karşı çıkış. Tablo binlerce milyonlarca milyarlarca kalem fırça darbesi bir o kadar sabır kabulleniş.
Bekliyoruz.
O kafasını içini huzursuzluğunu almış gelmiş bir masa üstü masanın örtüsünü toplayıp alıp gelmişlik. Buraya bile gelmiş olması. Bizimki sıradan MR Ultrason kan.
Birazdan.
Sıkıntılı eller yumruk kollar vücuda yapışık yana düşmüş gözler görmek istemediğinden mi gördüğünden mi istemediğinden mi bakmıyor?
Kaygılı, bizde.
Ruhunun bir yerinde sinek konuşu dokunuşu gibi olmalı elini sallasa gidiverecek sallamıyor o yüzden sallamıyor dokunsun bakalım eller yumruk kollar vücuduna yapışık yanında kımıltısız.
Zaman bize az sonra. Ona yok. Tam öyle ödenmez bedelsiz kullanılmaz el sürülmemiş masanın üzerinde konmuş alınıp gelinmiş dokunulmamış kullanılmamış.
Yüzü duvara dokundu dokunacak bir efeleniş dik duruş dönüyor.