İlişkiler ağaç gibidir. Ölürken ağaç gibi ölür, bütün yaprakları, dalları, gövdesi kurur, ölür.
İlişkinin elemanları da ölür. Yaşamazlar biten ilişkiyle ölürler başlarına bir mezar taşı dikilmese de.
İlişkiyi anlatırken yaptığımız çok da severiz ölüye saygı deriz ama olmaz ölüye eziyet aşağılar, kötüler iyi bile olsa anılar bir pisliğe bular bir kirletir bir lanet denizine atarız.
Ölülere, ölüye bitmiş tükenmiş artık savunmasız birmiş her şeyi defteri dürmüş olana eziyet etmeye kirletmeye pisletmeye bütün inanışların aksine bitirileni aşağılama ya bundan güç alıyor olmaya bunu zafer saymaya bayılırız. Bu kutsal bir dengesizlik bile olabilir. Yakamıza takıp övünerek dolaşıyor olsak da.
Çırıl çıplak buz gibi betona yatırılmış bir dolu ölü. İçinde acıma olmayan bakışlar.