Elinde cetvel suratında bir ciddilik, cetvel değil hadi tartı yaylı yayları biraz paslı eski püskü güvenilmezi bol olanından insanlığı ölçüyor.
Onu seni beni hem de acıta acıta ne diyorsa üstelik o.
Epeydir ruhu hastalıklı olmalı. Bizimki de öyle ki bir dur sen yapamazsın o bile yok. O da yok. Acıyor işte. Geceleri yorganın altına saklanıp ağlanıyor o kadar.
Ölç bakayım.
İnsanlığın ne olduğunu neye insanlık dendiğini gelip bir hoyratlıkla tartıyor, ölçüyor hep eksik ne aradığını bilmezlikle birde.
Kendine bir tarifi olmalı vardır, ne ölçtüğünü bilmeden ne olduğunu bilmeden. İnanmışlık, inanmış birde.
Etrafta yanık izi olmayan, soğuktan titremeyen, soğuk olmadığında yanığından acımayan yürek yok.
Yanık izleri öyledir. Çirkindir, çirkin gösterir. Ben yandım bak saklanmaz ortaya atılıverir göze batar. Soğuk ta yakar aynı iz aynı acı.
Gecelerde bir düş hırsızlığı sen bunu görme bu gece.Sen bunu göremezsin, görmemelisin aç gözlerini bir daha sakın ha.
Elinde cetvel elinde tartı yayı paslı.
Köşelerine sessizliklerine karanlıklarına saklanılmış hayatlarda kalıyorsun.