“Yağmuru özledim” dedi.
“Daha on gün bile olmadı “
“Özledim ama “
Biliyorum neyi özlediğini. Ozon kokusu o yeni ıslak toprağın kokusu. Damla sesleri yere cama vuran içini susturan. Ölenler, öldürenler, öldürülenler, yüreği duranlar, yüreği zaten yoklar, duyanlar, duymayanlar, susanlar, bağıranlar, yüreği atanlar, atmayanlar, hepsini susturan.
“Ne söylüyor bak, ne diyor dinle”
Müzik bile yok. Ürkütmesin damlaları kaçırmasın. Tıpırdasın.
Yürüme dur. Dinle yağmuru ıslan. Yüreğin ıslansın. Yumuşasın. Islık bile çalma. Konuşma. Yüreğini bile sustur. Biliyorum direnirsin. Kımıldarsın.
Sessizliği bir tek yağmur bozsun. Belki bir gözyaşı yağmura eşlik eder. Ben de buradayım. İçin ürperirse bir örtü omuzlarına dinle.
Damlalar kadar küçülsün dünya onca gürültü hepsi sussun yok olsun bir sessizlik yağmuru.