Koskoca koyda bir ışık olmaz mıydı? Yoktu. Fenerinin ışığında kıyıdaki iskeleye doğru ilerledi. O zaman fark etti iskelenin en ucunda oturanı. Sigarasını çekişlerinde bir aydınlık suratında o kadar. Ay bulutlardan kurtulur gibi olduğunda yanına ulaştı. Elindeki şişeye dikkat ederek yanına oturdu. Hiçbir şey konuşulmadı epey bir zaman. Denizin şıpırtısına öyle adlandırılabilirdi bu ses. İskelenin ayaklarına değip ben geldim dokunuşu yapar gibiydi o kadar. Birden konuya girdi. Konu yoktu o değildi ama o taraftan bodoslama girdi.
Bu suyun bir yerinde o senin yüreğinle aradığın her kimse o dünyanın bir başka kıyısında yine böyle bir kıyıda belki, belki onun şehrinde bir sağnak hani olur ya öyle denizi hem arkanda hem önünde hem ayaklarında hem gökyüzünde hissedersin ya öyle bir an benim söylediğim.
Sustu. Birden başladığı gibi sustu. Büyük bir ihtimalle konudan da girdiği gibi çıkmıştı. Gelip rahatsız etmiş olabilir miydi. Kalktı geldiği gibi iskelenin başına doğru yürümeğe başladı. Arkasından başka bir konu olduğu belli bir başka anlatılanla durdu.
Benim durumuma bir isim aramayı bırakın, kendi yaptığınıza bakın önce. Neyi nasıl yaptığınıza . Sonra nasıl olsa hep yaptığınız gibi bir isim takacaksınız nasıl olsa.
Bunu biraz daha ağır laflarla söylemesini bekliyordu. Sustu devam edip kıyıya vardı.Nasıl koskoca koyda bir ışık olmazdı. Arkasında bir ışık parladı. Yeni bir sigara daha yakmıştı.