Gözyaşı

Değerlidir yaşadıklarımız, yaşamadıklarımız, umutlarımız, bizim olan her şey, bize hediye edilmiş, bize ait, bizimle olan her şey. Değerlidir gözyaşlarımız. Bize aittir. Bizi terk eden o ıslaklık değil, vücudumuzun onu üretmek için verdiği gayrettir.

Yitirilen yakınlar, kişiler, olaylar büyük, küçük can yakıcı iç acıtıcı, gidenin ardından döner dönmeze indirgenmiş duygularıyla. Bunca yaşıma geldim, ağladığım olayların hemen hepsini hatırlarım neredeyse.

Gözyaşı

Gözyaşı

Gözyaşı gözlerden akmaya başladığında yüreğin hafızanın bir bıçakla iyi bir çentiklenecek derecede derin yarıklar açılması demek oluyor. Unutulması ağladığınıza bağlı olmasa da ağladığınızda kesin kayıt altına alınıyor ne yaşandıysa. Unuttum. Hayır efendim unutmadım, kalbime hafızama çentik attığın o günü. Hafızamız balık hafızasıymış, onca olayı ağladığımız halde unutmuşuz. Düşünün kendinizi yokla, annenin kucağına kaçacak kadar korktuğun o bebeklik canavarlarını dahi hatırlarsın. Gözyaşlarını hatırla diyorum. Benim için döktüklerini de içine kat. Ölümleri çıkart demiyorum içinden. Onların da, ayrılıkların da gözyaşlarının sahibi olduğu gerçektir, eski kelimelerden biriyle aşikardır.

Ayrılık denilince sevda gelir önce akla. Şairin dediği doğrudur, ayrılık da sevdaya dairdir. Ayrılık kapıya gelince de bitmez sevda. Biten, bitiren taraf ayrılık kapıya gelmeden çok önce yola çıkmış gitmiştir bile. Ayrılık sevdayı o ana kadar omuzlayanın sırtındadır yine de. Ve aynı şair ayrılığın vahşi tadı vardır derken o gözyaşlarının biberden acı yakıcılığın tadının vahşiliğini de anlatır. Ne kadar karabiberlidir gözyaşları, bir şarkının içine karışmış bol soğanlı o ezgiden yaşlanmıştı değil mi gözlerin?

3 Yorum

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir