Ara sıra yapıyorsunuzdur ara sıra yaparım. Okuduğum yazının sonuna az kala bir yere gider biraz okurum romanın daha başlarında iken sona yakın birkaç sayfayı sonunu değil sona az bir şey kalmış yerinden biraz azıcık az kalmış bir yerinden okurum sonra okumamış gibi aynı yere gelince aynı okunmamış daha önce görülmemiş tanışılmamış hiçbir şey olmamış gibi aramızda tanışılmamış el sıkılmamış göz göze gelinmemiş yeni tanışıyormuşçasına bir coşkuyla desem aynen öyle.
Hayatta da öyle yapıyor olmak güzel olurdu. Kahve fincanlarına iskambil kağıtlarına avuçlara el çizgilerine yıldızlara ihtiyaç duyma nedenimiz. Birkaç saat sonrasına birkaç güne aya yıla birkaç on yıla dur ben bir bakayım geleyim arkadaşa bakacaktım bir kaç dakika çıkarım hemen. Sanki sizi onlarca yıl önce tanımış gibiyim falan filan. Ya çıkmaz ise. Ya kafada bir şeyler artık yoksa vücutta sayfa bozuksa birleri bir şeyler eksikse yoksa o kadar cesaret yok artık.
Bir şey istiyor musun? Akşama ne yapacaksın? Oralarda mısın? Burada mıydın? Öyle bakmıştım lara çoktan vardık.
Kitap olunca yine devam bu sefer ciddi ciddi hayat da olsa sağa çark marş marş. Ben daha oraları okuyamadan. Yazılarda sonuna yakın yere gelmeden sonu en son. Bir acele giriyor ortalığa bir kaçamak sonr devam oraya gelene kadar. Hiç görmemiş yeni tanışıyormuş anne yemeği lezzeti olmasa da o lezzete yakın kıvam da lezzetine vara vara ağız da birkaç kere çevirip.
Hayat da öyle olsa.
Ya evde yoksa?
Önce ki uğradığında evdeydi uğramış gibi görmemiş gibi geçiyorken ilk defa gelmiş gibi ilişmişken gözüne aklına.
Sizde yapmıyorsanız yapın ara sıra sona yakın bir yere gidin bakın lezzetinden bir şey kaybettirmeyecek kadar dil ucuyla uğramamış görmemiş bilmemiş tatmamış gibi sonrasında dokunulmamış gibi yapın. Yapamıyorsanız?
Öyle kalsın öyle kalın merak edin sonunu değil gittiğiniz yolun.