Uzat Elini Gecenin En Kuytusuna

Hayatın bu kadar kalleş olabileceği, çocukluğun gençliğin kötüyü öğrenmekle geçeceği son yarısında gırtlağını yakarcasına söylenen ağıtlar, fadolar dokununca yakan öğretilemezdi öğrendin.

Kötülük tatil kentinde sarhoşlukla ayıklık uyku sersemliği, mide bulantısı arasında bir başka koyunda olsa görsen, şehrine döndüğünde gelip bir gece yarısında sırtını dönüp sinsice sokulsa hayırını olmazını şeytan kapatsa aranızda bir anlaşma bile olmadan pazarlığı bile yapılmamış bedeninin hadi iteklemesinden güç alıp.

dans etmek

Bir bağ sonrasında seni çeken biraz esnek sonra çok al başını git olmadı her şeye karşı koptu kopacak gerginleştiğinde kopuş bir tınlama yürektende bir şeyler ağıtlara yatkınlık, fadoların can yakması anlamasan da can yakması çığlık çığlığa söylenerek can yakması.

Özlenmişlikler olabildiğince taşınabileceğin ötesinde kucak dolusu cep şişkinliği saklanacak ne kadar yer varsa yastık altı geceleri uzat elini orada.

Bir şarkı Lizbon Santana Fm’den takılıp geliyor adı sanı yok bir Paris gecesi Fado konseri çıkışı gibi yaz gelemedi bir cisilti yüreklere iyi gelen, sakinleştiren olmadı rüya gibi yaz uyanıldığında her şeyin yok olup silindiği.

Uzat elini gecenin en kuytusunda Pave bir sokakta tut işte yavaş çok yavaş dokunuşlarla bir dans elin değmez tenine dokunmadan hissederek çok hafif gözlerinin taa derinine bak oralarda.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir