Yaşam

Kapıyı Carpıp Gitti

Gitmeyi bile bilmiyordu. Uyandırmadan, sessiz parmak uçlarında yürünerek hazırlanma, kokuları yok etme, her şey daha kolay bilgisayar hafızası olsa değil, yastıkta baş çukuru kabartma, bütün anıları toplama kıyıda köşede kalmışları bile bir gıdım bırakmadan kapıyı sessiz çıt çıkartmadan çekme. Gidileceğini biliyor olmalıydı. Geceden beri uyku tutmamıştı. Gözlerini açmadan yataktan kalkış, […]

Gelse Islık Çalar mıydı?

Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın telefonu kapattı. Tam şairin söylediği gibi olduğunu düşünmüyordu. Çünkü ayrılanlar epeydir sevgili değildi. O biliyordu. Telefonun öteki ucunda şimdi kopan fırtınalar neredeyse yıllar önce onda kopmuş sakin kıpırtısız bu günlere gelmişti. Mektuplarını vermişti “Madem bitiriyorsun sırların bende kalmasın senin sırrın sayılır bunlar daha […]

Islık Çal Camın Önünde

Aradan yıllar geçince yalnızlığını yanına alıp karşısına geçip belki, kadehsiz şişeden tokuşturup sohbeti hatırlayınca hüzünlenip biraz da ucunu kaçırınca bakacağın bir fotoğraf olmalı, yırtık uçları biraz sararmış siyah beyaz gözü ne renkti.Güzelmiydi? Kahve kalbine kötü mü geliyor olsun aksi insan ol bir de falına baktır, kimse yok ya yalnızlığın çıkar […]

Bazen Aşka Karşıyım

Bir şarkı çalıyor. Şehirlerarası bir otobüs sabahı uyunmamış burun camda o an bir şeyler görülmeye başlanmış güneş ışıkları, cam da yanakta süzülen damlaları anlatıyor. O zamanlar bu şarkı yoktu nereden bilecek üç vakit öncesinde bilemedin beş vakit öyle anlatıyor nasıl da bildi. Siyah şemsiyeli bir adam siyah giyinmiş, siyah bir […]

Şimdikiler Bilmez

“Otur beş”. Şimdiler de kaç? Beşe kadar not vardı. Pekiyi beş. Sınıfta kalma vardı, ilkokul birinci sınıfta bile. Ceza vardı. Köşeye çöp kutusuna gidip kalem açma da. Aldım verdim seçmecesi. Onun ayağı büyük olmaz. Büyük olsa ne yazar mesafe belli. Olmaz onun ayağı büyük. Karne alınca ağlamalar, ikmale kalmalar. Sessiz […]