Uyanılması uyanması gereken bir an var anlar var bir kaç kere uyuyup uyananlar için. Tabutun içinden duyulan nasıl bilirdiniz sorusu bile olabilir uyandıran. Bir kuş sesi bir bebek ağlaması bir kelime kitabın en çirkin yerinde bütün güzelliğiyle bir ıslık ben dışarıdayım bir rüzgar öylesine dolaşırken yapraklara sana uğrayan bir kar […]
Genel
Yaşadığınız yaşadığımız ana bir bakın yaşadığımız zamanın şekline şemaline. Duygularınıza duyduklarınıza duyduklarımıza. Bakma şeklinizin ne olduğun bilebiliyor musunuz? Neye niye baktığınızı. Orta çağa yakın çağa dönelim pek uzağa taş devrine filan değil bildik bilindik zamanlara geçmiş tamam. Bir şey dediğimiz de yok. Bizim gibi mi? Duydukları duyguları hani. Olur mu? […]
Bir yere kadar dahası yok işte. Bir anda istediğimiz yaşamak dediğimiz neyin ne olduğunu bilmeden belki bir yere kadar dahası yok ilerisi yok. Diliyorsunuz adaklar adıyorsunuz söz veriyorsunuz yemin Billahlar şu kadar bu kadar duyduğunuz gördüğünüz bildiğiniz gördüğünüz değil tabii gördüğünüzü sandığınız değerler. Hayatınızın sonuna kadar yapmak istediklerinizi yazın kendinize […]
Zamanın dolu dizgin gitmediği anlar yaşamak bazı yerde çoktan başlamış bazısı daha yerinden kıpırdamamış başlamamış yok sayılan sabah her yeri aynı uyandırmaz aynı gelmez aynı evin ayrı odaları bile sabahları başka başka anlarda zamanlarda. Güzel bir yüz güzel sabah. Günaydın. Nasıl özlenilmiş içine sindire sindire güneş te yok. Olsun. Sabahın […]
Yalnızlığım yetiyor bana iyi geliyor diyordu. Yalnızlığın bel ağrısına diz ağrısına pazarda kapı önünde rastlandığında konuşulan tavsiye edilen ceviz yaprağı muz kabuğu mercimek köftesi karşı komşunun getirdiği bol limonlu çorba tanımı. Üstelik azı karar çoğu varmış çok koyma bana bu kadar yeter kıvamı iyi kulak memesi tam da. Yalnızlığa gidilir […]