Tarçınlı Kurabiye

Tarçınlı kurabiye kokuyor, koku karıştırıyor olmalı ortalığı, en azından kafam karışık. Bu şehrin en yaygın kokusu olurdu kışlarda. Ihlamur kokardı, kaynamış ıhlamur, is kokuları linyit karbon monoksiti sarı öğlenler akşamları ıhlamur kokardı. Delikanlılara özenirdik, delikanlılar gerçekten delikanlıydılar. Kırk yedili olmalıydılar, çoğu öyleydi altmış sekiz yirmi birlerine denk gelmişti en fokurdayan delilikte bir kan yirmi bir. Nostradamus yanlarında halt etmişti ne söyledilerse o sıra hepsi çıktı, sırasıyla çıkıyor. Bir tek rolleri oynayacak olanların afişteki ismi yoktu o kadar. Oyun neredeyse anlatılan ritimde anlatılan şekilde oynandı, sonu daha gelmedi oynanıyor.

Tarçınlı kurabiye

Tarçınlı ıhlamurlar, kurabiyeler en sevdikleriydi, sevmeseler bile analar ne koyduysa ona üşüşülürdü sevilmediği bile anlaşılmazdı. Bekar evlerinin, yurtların, sokak köşelerinin, gece katlanan gazetelerin büyük salonların dumanlı çay, sigarasının alternatifiydi her gelen şey. Ispanaklı börekler, limonlu kekler, ekmek arası her neyse hepsi bir başka kokar bir başka yumulunurlardı.

Makarnanın, hazır çorbanın, margarine kırılmış yumurtanın koca bir somuna o zamanlar şimdikilerin iki katı bir lokmaların arasına karışmış şeylerdi. Anılmayı istemiş olmalılar, hepsi kim varsa kurabiye kokunca kimin aklına geliyorsa onlarda.

Tarçınlı kurabiye kokuyor. Hep böyle kokar.

1 Yorum

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir