Neden sorusunun sonuna ne koyarsanız koyun içinde bir belirsizliğin olduğu yanıtlar çıkar. Çok özel bir sorudur. Yanıt vermenizi çoğu zaman beklemez. Verdiğiniz yanıtta çok umurunda olmaz, değildir. Bir şarkının içine kaçmış bir soru olarak geldiğinde de çok yadırganmaz. Bağıra çağıra söylüyorsunuz, sorudan başka, soruya benzetmeden soruyu. İçinde ne oluyorsa, nereden çıkıyorsa, bir şeylerin olması gerektiği şekilde olmadığının söylenmesi aslında. İçimizde bir yerlerde bir çiziğin cızırtısı.
Akla geldiği anda, gelmeden az önce belki de akla sızısı bir yerlere gelmiş, yerleşmek için kımıl kımıl hareket eder bir haldedir, siz sadece sessizliğini bogar, seslendirirsiniz, seslendirmez bakışlarınızın bir türü olur halde bırakırsınız, bir baş boyun hareketi olur daha titiz bir şekilde. Çok sesli bir kahkahanın gelişini engeller bir gülümseme olur köşesinde bir sızı yerleşmiş dudak büküşüyle. Bakmayın bu kadar laf sonunda soracağınız soru da aynı.
Kafamda yüzlerce vardı, kafamı mı salladım, hava mı kötüydü, kar istiyordum belki de, bir gülümseme sokakta içinde hiçbir şey yokken bana bile değil, bir gazete satırında yanlış yazılmış gibi duran bir dizin öylesine karşılaşmak istediğim, bir arkadaş nasılsını beklenmeyen, hangisine takılmıştı kafam bilmiyorum, salladım mı emin değilim, önüme düştü, kucağımda buldum, sormadım. Kahvaltının en lezzetli lokmasında boğazıma takıldı bir kaçı balık kılçığı gibi.