Sabahında

Kahvaltı hazırlıyordu. Yalnız olmaktan ilk defa kutunmuş bir kahvaltı. Suratında dün geceden yapışmış bir gülümseme. Bir şarkı tutturuverse bağıra bağıra söylenen cinsinden hani ciğerine ben buradayım bir yere gitmek istemiyorum beni rahat bırak dedirten sessiz kanyonda adı öyle değildi ama gecenin bir yerinde bütün sesler bir köşe bulup saklandığı bir anda sen o adı koymuştun.

Kahvaltı hazırlamak

Sonra sabahında o gecenin uyanınca bir dolu sese inat sen de çığlıklar atıp ciğerlerini denemiştin işte öyle attığın çığlıklara benzer bir şarkı tutturmak istiyorsun hangi şarkı olursa içinden ne gelirse o anda. Bir Latin şarkısı olabilir, bir ağıt gibi kollar havaya kalkmış söylenenlerden.

Aklına bir gece yarısı sessiz ağlamayı getirenlerden de olabilir. Tabakları birbirine dokundurmaktan korkuyordu bunları düşünürken kadın. Ses çıkarsa? Uyanırsa? Ve geceden ertelenmiş bir soruya sıra gelirse bir sessizliği bozmak için bile olsa. O soru dudaklarına geliverirse kafasında kımıldayıp dururken tutunamayıp düşüvermişcesine. Ve susarsa cevap yerine. Yersen bakışı ile birlikte bir susuş. Ya da hoyrat ve hınç dolu sorulmaması uyarısı taşıyan birkaç kelimelik baştan savma? İçinde ki o çoşkulu şarkı söyleme hevesi köşesine kaçıp dizlerine kollarını dolayıp başını önüne eğip oturdu. Kendisi de bir sandalye çekip oturdu yine de sessiz.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir