Aya haber sal çıksın bu gece. Nereden baktığınız çok değerlidir. Yol üstüne pike yapan kuşun kasklı motosikletliye kafadan çarpması sonrasında kasklı motosikletli sersemleyip içi geçen kuşu avucuna alıp evine getirip bir kafese koyar. Kuş uyandığında kendini demir parmaklıklar ardında görüp “tüh be çarptığım adam ölmüş” diye düşünmesi böyle bir şey […]
Yürek dayanması güç günler bunlar çok iyi biliyorum yüreğim dayanmıyor. Dayanmayınca dayanacak yer kalmayınca bulamayınca yürek kendi başına bir şeyler yapmaya kalkıyor. Bir şeyler çıkıveriyor ortaya. Onca kötü şey. Bugün güneş doğmayacakmış, bu gün çok ölecekmişim. Nasıl saklanacak doğan güneş nasıl saklayacaklar? Dışarısı sus sis pus şehrin gökyüzü araklanmış çalınmış […]
Dünyanın bir başka yerinde burada gece yarısı sen şarkı söylüyorsun “Atlı Karınca”. Bir yemek yerken çorba karıştırırken sen şarkı söylüyorsun çorbayı hiç sevmem aklına ben gelmiş olamam bu küçücük dünyanın herhangi bir yerinde bura gece yarısı sen beni düşünerek aklına gelmem ama bir şarkı söylüyorsun. Hem de kendinin beğenmediği sesinle […]
“Zaten uçurumun kenarında olan birine ilk adımı o atsın” denilemez. Nazım “İnsan ölçeğini bile bile nasıl yaşar? Ya çıldırır ya ölçeğini unutur” der. Yaşananlara ağla, ağladık boş ver. Yaşanmamışlıklara ayrı ayrı belki aynı anda ağladık, seni bilmem ben öyle. Birlikte ağlayamayacağımız şeylere yaşanmayacaklara ağlayalım gel aynı anda birlikte olmadan ayrı […]
Işığın bile durduğu bir yer vardır. Bilimden biraz da. Her şeyi söylerken biraz ağzımızda kaydırıveririz öyle kalır ona inanırız. Işık sadece boşlukta hiçbir şeyin olmadığı boşlukta en yüksek hızına saniyede 300.000 Km ye ulaşır. En yüksek hız odur. Işık hızı dediğimizde o. Yoksa ortamlarına göre göre hızı değişir. Elmasın içinde […]