Her Gün Bir Yeriniz Acıyor

Çocukluğumuzda ölenler hep uzaktı. Bilmezdik öleni kaybetmenin ne olduğunu. Biraz büyüyünce ölüm yakına gelince yani gidenin yokluğunu bir yerimizden koparıldığını hissedince anladık. O zaman büyüdük. Sonra onca başka öğrenmeler. Empati geldi yüreğimize içimize bir yere oturdu. Her duyduğumuz şeye yandı yürek, her gördüğümüze her söylenene, söylenmeyenlere, söylenemeyenlere, anlatanın yalanlarının doğrularını […]

Gidenle Gidenler Gidecekler

Gecenin ilerleyen saatinde şirketin CEO’su masasında önümüzdeki günlerin ne getireceğini tahmin etmeye çalışıyordu. Ne yapıyordu? Hepimizin yaptığını. Hiç’lerin hesabını yapmaya çalışıyordu. Kırmızı kaç liradır? Sabahın ne değeri vardır? Sabah yıldızı kaç altın eder? Bunlar hiçliğin romantik soruları. Yürek yakmanın şirket için neye mal olur. Gelecek araklamak ne kadar kazandırır? Soruları […]

Manzaralı Yalnızlıklar

Dünyayı tanımayı çok istiyordu. Biliyordu gördüğü biraz bildiği gecesi çabuk biten, hep gözlerin izinde yaşadığı bu dünya küçüktü, kopuktu. Büyük dünyadan büyük bir dünya vardı, tanıyacaktı o dünyayı. Güzel değildi yaşadığı olsun. Tanıyacağı güzeldi, öyle biliyordu. Hayat ona vermediği değeri sadece ona değil, o da biliyordu verecekti bir gün ilerde […]

Boş Sayfa

Farkında olmalısınızdır. Son zamanlarda çoğunluğa ayak uydurup beynimi dinlendiriyor ve kullanmıyorum. Bu konsept modadan yaygın, çok çok yaygın, çok da saygın. Sosyal medyada paylaşılan onca şeyden bir gram feyz alsam, alsak, alıyor olsam cebimden beşer tane Camus, Can Yücel, Einstein çıkartır en az yüz değişik kişiliğin bildiğinden de üçer ikişer […]

Kutsal Bir Dengesizlik

İlişkiler ağaç gibidir. Ölürken ağaç gibi ölür, bütün yaprakları, dalları, gövdesi kurur, ölür. İlişkinin elemanları da ölür. Yaşamazlar biten ilişkiyle ölürler başlarına bir mezar taşı dikilmese de. İlişkiyi anlatırken yaptığımız çok da severiz ölüye saygı deriz ama olmaz ölüye eziyet aşağılar, kötüler iyi bile olsa anılar bir pisliğe bular bir […]