Biraz eğri büğrü. Biraz değil belki daha çoğu. Üzerinde yaşadığımız yerlerin yaşamanın gereği böyle olmalı.
Olumsuz şeylerin aktarılması iletilmesi olumsuz şeylerin aktarılması iletilmesi dillendirilmesi hoş değil hoşa gitmiyor. Gitmeyince bir suskunluk hasıl oluyor sessizlik kaplıyor ortamı. Sırf bu yüzden kalemle ara açılıyor. Bir süredir açık.
Neyi neden böyle yaşamak zorundayız?
Sorular insanı daha da suskunluğa taşıyor. Daha yakınım. Yok ya yakınım demekle olmuyor. Deyince söyleyince olmuyor. Öyle diyor. Öyle demiyor. Böyle diyor. Böyle demez demez ya. Yanlış anlama. Kendine yontarak yanlış anlama. Yahu öyle değil. Bir de inanma kendine yonttuğun duruma şekle. Bu böyle altını çizmiş. Öyle dememiş ki hiç bir şey dememiş altı çizilecek bir şey yok altını çizdiğin şeyin üstü yok yazmamış çizmemiş söylememiş öyle bir şey yok. Altını çizdiğin şey söylenmiş değil yazılmış bir şey değil ki.
Böyle yazının anlaşılan neden yazılmadığı yazılamadığı kalemle arada ki olan işte tam da bu. Bunu neyin üstüne koyarsanız cuk oturuyor.