Olaylar yaşanıp geçiyor. Yaşanıp geçerken istenmeyen de oluyor, geçiyor. İstenmezlerin telafisi olmaz mı? Bazı olmuyor.
Geçen hafta Napoli takımı kendi evinde Roma kulübüne yenildi. Kameralar bu yenilgiyi içine sindiremeyen bir çocuğu ekranlara taşıdı birkaç kez. Çocuk ağlıyordu.
Napoli yöneticileri bu ekranlarda ağlayan çocuğu bu sefer kesin sevinir diye Beşiktaş maçına davet ettiler. Maça getirdiler özel olarak telafisi olsun yenilginin çocuk sevinsin.
Beşiktaş çocuğun bir daha ağlamasına dualar etmesine üzülmesine sebep oldu.
Parantez olarak Napoli yöneticileri şimdi hangi maça her neyse.
Hüzünler böyle bir şey binlerce anıyı aklında tutabilir misin? Tutarsın. Çoğunun telafisi de yok.
Bazı zamanlar bir bardak çayın her şeyin telafisi sayıp yudum yudum.
Yağan yağmurun camı tıpırdatması da bazı zamanlar ben geldim bak dokunuşu.
Yılları biriktirip üst üste dizip içinden bir şeyleri bir kenara bazı zamanları. Olmuyor işte içinden iyileri pazarcı bile seçtirmiyor. Üstelik çürüğü çarığı bir göz kırpılması anında tam da atarken göreceğim dikkatinin en yüksek olduğu anda. Eve gelince görülen çürükler gibi yıllar seç beğen al nefasetinde yaşanmadı hayatlar belki de ondan