Yine bir uykusuzluk telaş kırgınlık kızgınlık ne kadar güzellik varsa hepsine körlük durumu. Biraz az bir şey kafa yorunca olması gerekenin ne olduğu konusunda insan aklı bireysel toplumsal bir birliğe gidiyor. Tamamı olmuyor çoğunluğun aklı bir yere götürüyor diğerleri daha gelememiş oluyor varamıyor gelmek de zorlanıyor velhasıl oraya bir hayat boyu yolda olsa da gelemeyecek bir hızı var. Oralarda oyalanma isteği de etrafı bir seyredeyim keyfi de eklenince.
Can sıkan bu hızsızlığın yavaşlığın kendi ve onun gibi arkalarda yürüyenlerin kalanların seyahat edenlerin kabulleriyle iyi güzel doğru bir şey olduğu bunun tembel hayvanın hücreleri taşınıyormuş gibi her tarafları o yavaşlık da çalışıyormuş gibi kabullenilmesi gerektiğine bağlılıkları.
Fikrin bir yol alması düşüncenin çoğunun artık hızını almış bir alışkanlıkda oluşması diğer düşüncelerin önünü tıkamaması yol vermesi onlarla birlikte gitmesi insan beyninin geldiği yer bu.
Bu yürüyen merdivene binemeyen metro da ite kaka hareket eden neye dokunduklarının neyi yok ettiklerinin bilincinde olmadan üstine basa basa gezinen kıran döken benden sonra tufan diyenlerin cüretkarlığı. Bir düşünme yöntemi olmayanların makinanın çalışma çalıştırma kılavuzunu dikkate almadan limanı istasyonu sadece halatı kurtarıp veryansın dümensiz düdüksüz raysız terkedeceği inancında kafasında gidenlerin.
Evinizde işyerinizde yolda vapurda teknede köprüde bu örnekler sizi yavaşlatmıyor mu? Durdurmuyor mu önce ben çıkışları kafa uzatmaları itmeleri öne geçme hamleleri.Pazarda elleyip elleyip bırakılan domatesler değil mi rahatsız eden hasta eden mide kaldıran. Ben böyleyim yersen üste çıkma farfaralığı bu böyle uydurması kaydırması.
Baş ağrısı mide bulantısı can sıkıcı ne varsa hepsini çıkartma telaşı bizde ki de.