Kafamın kapısı çalınıyor. Neden sonra fark ediyorum gece yarısını geçmiş bu saatte kim ola ki. Heyecanla kapısını aralıyorum kapısını kafamın, bir heyecan, bir telaş takılıp peşine dolaştığım düşüncelerin en sevdiklerimden biri. Gülümsüyor kapıyı araladığımı görünce. “Uyumuyordun değil mi?” Soruyor ama o da biliyor uyusam bile ne fayda uyandım. “Gece geç oldu ama gel çok eğlenceli bir işe çıkıyoruz” diyor. Eğlenceli bir iş sanki benim aradığım bu. ‘’Bana ne eğlenceden var git işine’’ diyeceğim ama içimden bir merak ‘’Neymiş bu eğlenceli iş?” sorum biraz heyecanlı kıpırtısını keser gibi oluyor ama farkında söylemese açıklamasa gelmem çağırdığı yere. “Ay’ı avlayacağız bu gece” diyor. “Ayı mı? Nesi eğlenceli ayı avlamanın?” biraz bozulduğumu da suratımın şeklinle belli etmeğe özen göstererek soruyorum. “Bak yanlış anlayacağını biliyordum ne ayı sı? Ay avlayacağımız şey. Mehtap senin anlayacağın. Yakalayıp konuşturacağız, ne gördüyse bu güne kadar, hepsini olmasa bile büyük eğlenceli olanları, anlattırıp eğleneceğiz. Eğlenceli olmaz mı?” Öyle bir kahkaha atmışım ki kendi kendime olmama rağmen korktum. Kafam da hafif bir eğlence hali. Gecenin uykusuzluğuna yorarsanız uyar.