Uzaydan bakınca insan yapısı Çin Seddi hariç hiçbir şey fark edilmiyor, görülmüyormuş. Bu dünyayı ne kadar değiştirmeye çalışırsak çalışalım demek ki bir çızık bile atamamışız.
Bunu duymamış gibi yapıp kendi söylemlerimize dönüyoruz. Açıyoruz gazetemizi, televizyonumuzu kendimize dünyayı ne şekilde kuruladığımızın masalını dinleyelim. Bilmem kim kırmızı giydi dünyayı sarstı. Yemezler efendim. Uzaydan bakıncayı boş verin ben televizyonda bile o sarsıntıyı hissetmedim. Yok efendim şu şöyle, bu böyle olmaz, bu da burada durmaz ise vay halimize. Olur mu?
Uzayda yaptığımız hiç bir şey gözükmüyor. Yapamadığımız bir şey gözüküyor ama. Kuzey kutbunun buzulları. Sıkı eriyor. Göz kör olmazsa görüyor uzaydan. Demek ki ne yapamıyoruz? Dünyayı bizden koruyamıyoruz.
Dünyayı kurtaralım o zaman. Tam burada duruyoruz işte. Dünyada bütün her türlü insanın karışmadığı oyunun kuralı var ve sınırsız uygulanıyor. Kuralı olmayan veya bozulmuş, dengeleri olmayan bütün oyunlar, olaylar içinde insan taşıyor. İnsan bozuyor dengeyi. Bir hayvan, bitki türü yok oluyor dendi mi bilin insan yok ediyor. Bunu da gittikçe daha sık duyuyoruz.
Demek ki geldiğimiz yol yanlış, gittiğimiz daha da yanlış değiştirmeliyiz.
Değişmeli, değiştirmeli denildi mi hemen ardından başka bir soru, nasıl?
İnsan olarak. Hayır insan olarak yaptığımız hiçbir şey doğru gitmedi bu günlere geldik.
Hayvan olarak mı ?
Evet desem anlaşılmaz yanlış anlamaların kavgasında kalıp ne dediğimi bilemeyecek hale geleceğim. Girmem o işe.
İnsan gibi insanca desem. Evet tam da söylemek istediğim bu. İnsan gibi insanca bu işi hallederiz.